Geçici olan dünyada kalıcı olan eserin olsun. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem: İnsanoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır, ancak şu üç insan müstesna buyurur. Birincisi insanların istifade etmiş olduğu sadakayı cariye (medrese, mescit, çeşme gibi) eserler.
İkincisi: Salih bir evlat. Üçüncüsü ise kendisiyle menfaatlerinin ilim.
Kıymetli Müslüman kardeşim şu fani olan dünyada bir şekilde ömrümüzü tüketiyor, ahiret yurduna geçiyoruz. Belki de çok eksiklerimizle kusurlarımızla beraber. Belki de bizden sonra bıraktığımız evlatlarımız da; kimisi dünyanın sıkıntılarından kimisi de güzelliklerinden dolayı bizleri unutabiliyor. Kendi hayatlarına dalıyorlar. Ve bizi kabirde kendi halimize bıraka biliyorlar.
Eksikleriyle geçirdiğimiz imtihan yurdundan göçerken, hiç yoktan ufak bir kanal da olsa bizleri kabirde besleyecek, rahmetin bereketin üzerimize inmesine, azabın kalmasına vesile olacak eserler bırakalım.
Atalarımızda ne güzel söylemiş: İnsan ölür eseri kalır.
Ecdat Osmanlı büyüklerimize baktığımız zaman her biri kalıcı eserlere son derece ihtimam göstermiş ve bugünlere kadar gelerek milyonlarca insanın istifadesiyle sınırsız sevaplarla amel defterlerini kapattırmamışlardır.
Gün bizim gücümüz zaman bizim zamanımız. Sizlerde yüzyıllarca amel defterlerinizin kapanmaması için derneğimizin yaptırmış olduğu kalıcı eserlerine destek vererek bu güzelliğe ulaşabilir siniz.
Kalıcı eserlerin başında mescit yapımını düşünebiliriz. Özellikle Afrika’da mescit halkın hem imanlarını muhafaza. Gelecek nesillere ibadetlerin taşınması ve aynı zamanda misyonerlerin o bölgeye girmesine engel olan en büyük çalışmalardan bir tanesi. Açılan mescitler bu halk tarafından merkez olarak kullanılıyor, çocuklar gündüz namaz vakitleri dışında medrese olarak kullanarak bu şekilde halkın aynı zamanda istişare mahalli olmuş oluyor.
O insanlara onlarca yıl orada namaz kılacaklar, Allah’ı zikir edecekler, Kur’anı Kerim okuyacaklar. Ve daha nice sayamadığımız ibadetlerle ömürlerini burada geçirecekler. En azı olarak imanlarını muhafaza edecekler. Ki bu çok büyük bir nimet ve devlettir.
Yüce Rabbimiz’de Kur’anı mübinde “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman edenler tamir eder” buyurarak mescitlere sahip çıkmamızı yüce Rabbimiz bizleri teşvik etmiştir.
Efendimiz (sav) de “Kim dünyada bir mescit inşa ederse, Allahta ona cennette cennet saraylarından ikram edeceğini” bizlere haber veriyor. Aslında hadisi şerifin derin manalarğını düşündüğümüz zaman (tabii ki gaybı Allah bilir) bu insan bir nevi cennet kapısını aralamış oluyor.
O yüzden gelin geçici olan şu fani dünyada ebedi olan bir eseriniz olsun.